Eski Romalılar, kurtları öldürerek sürülerini koruduğuna inandıkları Tanrı Lupercus adına Şubat ayında büyük bir bayram tertip ederlerdi. Roma yakınında bu Tanrıya ayrılan bir mağarada keçi ve köpekler kurban edilir, daha sonra Tanrı Lupercus rahipleri bu hayvanların postlarına bürünerek kalabalığın arasından geçerken toplananlar da onlara meşin kırbaçlarla vururdu. Milat’tan sonra 494 yılında Papa Gelasius 1, bu bayramı kaldırarak yerine 2 Şubat’ta Hz. İsa’nın mabede getirilişini temsil eden Kutsal Ateş bir diğer adı Kamame bayramını koydu.
Sevgililer günü nereden geliyor
Çobanların ve sürülerin kurtlara karşı koruyucusu olan eski bir Roma tanrısı Lupercus sonradan bereketi simgeledigi icin Faunus’la bir tutulmuş ve adı Faunus Lupercus olup, Yunan din ve tanrılarının etkisi ile Pan’a benzetilmiştir.
Şubat 13,14,15 günleri Roma’nın Evlilik ve Doğum Tanrıçası Juno’ya saygı içeren bir dizi kutlama yapılır. Kutlama akabinde 15 şubatta bahar ve bereket şenliği olarak kutlanan Lupercalia Bayramı’nda: çıplak Tanrı Lupercus rahipleri alaylar halinde tepelere çıkar, yakaladıkları köpekleri ve keçileri boğazlar, daha sonra sunağa giden iki rahibin alnına kanlı bir bıçak dokundurulur ve bu kan süte batırılmış yünle silinip, kurban edilen hayvanların derileri yüzülüp, ince ince kesilip kırbaç yaparlar. Sonra “Luperci” adı verilen gençler şehrin her tarafına dağılır, kanlı kamçılarla kadınlarda ki kısırlığı yok edip. Doğurgan olacakları inançı ile yolda rastladıkları kadınları kırbaçlarlar.
Kırbacı yiyen hamile kalacağına inanıldığı için genç yaşlı tüm kadınlar “beni kırbaçla, beni kırbaçla” diye yalvarırlar. Bu kırbaçlara “februa” adı verilir, şubat ayının ingizce adı “February” buradan gelir.
Bu bayram özellikle Roma’nın genç erkekleri için önemli bir gündür. Nedeni ise sadece bu bayram süresince, o gün genç kızların isimleri parşömenlere yazılıp vazolara atarlar, erkekler vazolardan bu parşömenleri çekerek üzerinde ismi yazan kız ile eğlence bitene kadar beraber olur, aralarında antlaşma sağlanırsa bu birliktelik evlilikle sonlanır.
Kutsal Ateş Ayini (Kamame Bayramı)
Eskiden Kamame bayramı gününde şamdanlarda biriken erimiş mum kırıntıları inek ve atların yemliklerine akıtılarak hayvanların sağlıklı olacağına inanırlardı. Aynı günün akşamı evde gözleme pişirilir, iki gözlemenin pişmesi arasında geçen zaman süresince gökteki yıldızlar sayılarak o yıl içinde tavukların vereceği yumurta sayısının öğrenileceğine inanılırdı.
Binlerce Ortodoks, Paskalya törenlerinin en önemli ritüellerinden ‘Kutsal Ateş’ ayini için Kudüs’teki Kutsal Kabir Kilisesi’nde buluştu. Hz İsa’nın kilisenin inşa edildiği noktada çarmıha gerildiği, burada defnedildiği ve yeniden dirildiği kabul ediliyor.
Yüzlerce Hristiyan hacı, Ortadoksların Yeniden Diriliş Kilisesi olarak da adlandırdıkları kilisenin önünde toplanılır.
Farklı Hıristiyan mezhepleri arasında çekişmeye sahne olan kilisenin anahtarları nesillerdir, tarafsız olduğu gerekçesiyle Müslüman bir ailede bulunuyor. Her yıl Kutsal Cuma törenlerini takip eden Kutsal Ateş ayininde kilisenin kapısı Müslümanlar tarafından açılıyor; Ortodoks hacılar ellerindeki mumları ve meşaleleri yakarak ibadetlerini yerine getiriyor.
Yerel saatle tam 14’de içinde İsa’nın olduğu düşünülen mezarın üzerine düşen güneş ışığının bir mumu yaktığına oradaki din adamlarının ise ateşi ibadet edenler arasında mumdan muma dağıttığına inanılıyor.
Yine onların inançlarına göre, o yıl bol para sahibi olmak için de, tavadaki gözlemeyi havaya fırlatıp ters çevirerek yakalamak bu arada öbür elle de bir para tutmak kafiydi. Bu adet bugün dahi devam etmektedir.
Bunlar da aynı gün oldu:
- 1637 : Mehmet Paşa sadrazamlıktan azledildi.
Kaynakça: Euronews, İstanbulBurda
Jacques Gabalda ve Rene Beaulieu, “Boş İnançlar”, Geçmişteki Önemli Olaylar (İstanbul: Baskan Yayınları, 1981), 1: 21.
Yorum Yap