Musevi hacıların en büyük dileği, Ağlama duvarı önünde dua edebilmektir. Çok eski bir geçmişi olan bu hac yeri, Yahudilerin, Hristiyanların ve Müslamanların kutsal şehri Kudüs’te, Süleyman Tapınağının doğusundaki bir çıkmaz sokaktır.
Yerlere kapanarak dövünen, taşları öpün kalabalığın ağlama ve feryat sesleri, bütün şehrin gürültüsünü bastırdı. Bugün bu gelenek, bir parça değişmiş olmakla beraber, hala devam eder. Musevi hacılar haftanın herhangi bir günü Ağlama duvarını ziyaret edip geleneksel ağıtın yanı sıra dualar, Tevrat ve Talmud’dan parçalar okurlar. Süleyman tapınağının yerinde de, Emeviler devrinde yaptırılan Ömer cami yükselir.
Ağlama Duvarını Kim Yaptırmıştır?
Hz. Süleyman (as), saltanatlı ve azametli bir peygamberdir. O’nun krallığı bu günkü Filistin, Ürdün’ün tamamı ve Suriye’nin bir kısmını içine almakta idi. Hz. Süleyman’ın eserleri arasında, memleketin savunması için inşa ettirdiklerini ilk sırada saymak lâzımdır. Asker sevki için seçilen kilit noktalarda yaptırılan istihkâmlar bu bakımdan çok önemlidir.
Hz. Süleyman (as)’ın en mühim eseri , Siyon Dağı’na inşa ettirdiği Mâbed’tir. Babası Hz. Davud (as) zamanında aynı yerde yalnız bir çadır vardı ve bu çadıra Tâbutül-Ahd (Ahid sandığı) konulmuştu. Süleyman Mâbedi veya sadece Mâbed denilen yapının bugün temel duvarlarından bir bölümü kalmıştır. Ağlama duvarı olarak isimlendirilen kısım da bu temeldir.
Ağlama Duvarının Anlamı Nedir?
Milâttan sonra I. yüzyıldan itibaren yahudilerin bu duvara karşı saygı duydukları, önünde ibadet ettikleri bilinmektedir. Onlar, Kudüs’ün ve mâbedin yakılıp yıkılışını, esir olarak Romalılar tarafından başka ülkelere sürülüşlerini anmak, hâtıralarını tazeleyip kinlerini bilemek, mâbede yeniden kavuşup yahudi hâkimiyetini kurmak hayali içinde dua ve göz yaşı ile yaslarını sürdürmüşlerdir. Tevrat tefsirlerine göre bu duvar yıkılmayacak ve Rab mâbedin batı duvarını asla terketmeyecektir.
Yahudiler bu duvarı Süleyman Mâbedi’nden bir kalıntı kabul ettikleri için kutsal bir mekân sayarlar. Mâbedin yıkılış yıl dönümü başta olmak üzere çeşitli vesilelerle duvar önünde ibadet eder, Kudüs’ün ve Süleyman Mâbedi’nin yıkılışını, şehir ve mâbedden uzak kalışlarını yâdederek mâbedin Hz. Süleyman tarafından yaptırıldığı gibi yeniden inşasını arzular ve bunun için dua ederler. Yahudiliğin en büyük hedefi bu mâbedi yeniden yapmaktır.
Mimari Özellikleri
Ağlama duvarı yaklaşık 485 m. uzunluğundadır. Toprak seviyesinin üstünde yirmi dört büyük taş sırası ile yer altında kalan on dokuz taş sırasından oluşur. Yüksekliği toprak seviyesinden itibaren 18 m. olup 6 metresi mâbed alanının seviyesini aşmaktadır. Taşlardan bazılarının uzunluğu 12, yüksekliği 1 m., ağırlığı ise 100 tondan fazladır. Altı Gün Savaşı’na kadar (1967), çevresindeki yapılar sebebiyle sadece 30 metrelik kısmı ibadet için kullanılmaktaydı. Bugünkü haliyle duvarın en üstünde bulunan on bir sıra, İslâmî dönemden kalmadır. Geri kalan kısım ise Hz. Süleyman döneminden kalma olmayıp Hirodes dönemi mimari özelliklerini taşımaktadır.
Kaynakça: İslamansiklopedisi, Wikipedia, Thoughtco
- Frederick C. Grant, “Wailing Wall”, EAm., XXVIII, 263;
- Z. A., “Wailing Wall”, UJE, X, 441-442
- Jacob Auerbach, “Western Wall”, EJd., XVI, 467-472
- W. F. Stinespring, “Temple, Jerusalem”, IDB, IV, 554-559
Yorum Yap