Güneş Sisteminde yer alan diğer bütün gezegen isimlerini nereden alıyor diye merak da ediyorsunuzdur. Hadi gelin hep birlikte bu gezegenlere neden bu isimlerle hitap ettiğimizi öğrenelim.
Plüton’un 1930 ‘da keşfedilmesinden bu yana Güneş sistemimizin dokuz gezegenini öğrenerek büyüdük. Ancak, 1990 ‘ların sonlarında astronomların Plüton’un bir gezegen olup olmadığını tartışmaya başlamasıyla her şey değişti.
Uluslararası Astronomi Birliği, 2006 yılında Plüton’a “cüce gezegen demeye karar verdi ve Güneş sistemimizdeki “gerçek gezegenlerin” sayısını sekize indirdi. Tüm bu tartışmalarla birlikte, gökbilimciler şimdi Güneş sistemimizdeki başka bir gezegeni araştırıyorlar, gerçek bir dokuzuncu gezegen.
Merkür
Güneşe en yakın olan Merkür, Ay’dan sadece biraz daha büyük. Gündüz Güneş’e dönük tarafı 450 Santigrat’a kadar ulaşabilir ancak gece tarafında sıcaklıklar donma derecesinin altında yüzlerce dereceye düşer. Ayın yanı sıra, Merkür gökyüzünde ışıldayan en parlak beş gezegenden birisidir. Bunun farkına Romalılar varmıştır. Merkür, Güneşi 50 km / s hızla yörüngesine sokar. Bu yüzden Romalılar en hızlı tanrıları olan Merkür’ü, seyahat ve ticaret tanrısı olarak adlandırdılar. Bu, tanrıların elçisi olan antik Yunan tanrısı Hermes’in Roma karşılığıdır.
Venüs
Güneş Sistemi’nde Dünya ile Merkür arasında yer alan Venüs, gökyüzünde parlayan bir mücevher gibi göründüğü için adını Aşk ve Güzellik Koruyucusu Tanrısı Venüs’ten almıştır. Venüs bir Roma Tanrıçası’dır ve Yunan Mitolojisi’ndeki karşılığı Afrodit’tir. Babil mitolojisindeki karşılığı ise İştar’dır.
İkinci gezegen olan Venüs Merkür’den daha sıcaktır. Atmosferi toksik yani zehirlidir. Yüzeydeki baskı sizi ezer ve öldürür. Büyüklüğü ve yapısı Dünya’ya benzer. Venüs, diğer gezegenlerin tersi yönünde, yani saat yönünde dönen iki gezegenden biridir. Canlı ışıltısı nedeniyle Venüs takdire şayan bir algı oluşturur.
Dünya
Üçüncü gezegen olan Dünya’mız üçte ikisinin okyanusla kaplı bir su dünyasıdır. Hayatı barındırdığı bilinen tek gezegendir. Dünyanın atmosferi, yaşamı sürdürmeyi sağlayan azot ve oksijen bakımından zengindir.
Dünya, adını Roma ya da Yunan mitolojisinden almayan tek gezegendir. İngilizcedeki “Dünya” anlamına gelen “Earth” sözcüğünün tam olarak nereden geldiği bilinmemektedir; ancak kökenlerinin Eski İngilizce ve Germenceye dayandığı düşünülmektedir
Roma mitolojisinde toprak tanrısına baktığımızda ise karşımıza Tellus çıkmaktadır. Bu sebeple Roma Mitolojisi’nden türetilen bazı sözcüklerde Dünya için Terra kelimesinin kullanıldığını görebiliriz. Yunan Mitolojisi’nde ise karşılığı Gaia’dır ve bazı dil ve inanışlarda Dünya’dan Gaia olarak bahsedilmektedir.
Bu arada Satürn ile ilgili eğlenceli detay ise; mitolojiye göre Satürn yani Kronos, Gaia ile Uranüs‘ün çocuğudur. Bir de Türkçe kökenine bakalım. Dünya kelimesinin kökeni Farsçadaki donyâ ve Arapçadaki dunyā sözcüklerine dayanmaktadır.
Mars
Dördüncü gezegen olan Mars, soğuk ve tozlu bir yer. Demir oksit olan bu toz, gezegene kırmızımsı rengini verir. Mısırlılar “Kırmızı olan” olarak adlandırıyorlar. Ayrıca, aynı nedenden dolayı Romalılar, Roma savaş tanrısı olan Mars’ın ismini bu gezegene veriyorlar.
Bilim insanları, bugün soğuk ve çöl benzeri olsa da, bir zamanlar Mars’ın ıslak ve sıcak olduğunu düşünüyorlar. Venüs gibi, Mars da çıplak gözle kolayca görülebilir. İlk teleskopik gözlemler, tahmin edebileceğiniz gibi, Galileo Galilei tarafından 1610’da yapıldı. Mars, Phobos ve Deimos adında iki uyduya sahip.
Jüpiter
Beşinci gezegen olan Jüpiter, Güneş sistemimizdeki en büyük gezegendir. Çoğunlukla gazdan -hidrojen ve helyum- oluşur. Bu yüzden gaz devi olarak da adlandırılır.
İlk detaylı gözlemler Galileo tarafından yapılmış ve gece gökyüzündeki en parlak üçüncü nesne olmasına rağmen antik çağlardan beri sadece kabaca incelenmiştir.
Büyüklüğünden dolayı Jüpiter, tüm gezegenlerin Kralı olarak kabul edilir. Ve ismini tüm Antik Roma Tanrılarının Kralı olan Jüpiter’ den alır.
Satürn
Altıncı gezegen olan Satürn, halkaları ile bilinir. Bu halkalar buzlardan ve kayalardan meydana gelir. Jüpiter gibi, Satürn de muazzam bir gaz topudur. Yoğunluğu o kadar düşüktür ki bir kova su içinde yüzebilir!
Ancak, en önemli özelliği numinous halkalarıyla bilinmesidir. Satürn çıplak gözle görülebilen beşinci gezegendir. Gezegen, ismini Roma tarım ve zenginlik tanrısı Satürn’den alır.
Uranüs
Yedinci gezegen olan Uranüs biraz gariptir. Ekvatoru, yörüngesine neredeyse dik açı yapan tek dev gezegendir. Yani ilk bakışta yan duran bir gezegen diyebiliriz.
Uranüs, bir Roma Tanrısı değil, bir Yunan Tanrısı’dır. Yunan mitolojisinde, Cennetin Tanrısı olarak bilinir. Bilinen en eski üstün tanrılardandır. Uranüs, Tanrı Gaia’nın hem çocuğu, hem de eşidir. Uranüs’ün renkleri Dünya’mızın gökyüzü renklerini anımsattığı için adını, “kozmik bir güce” sahip olduğu inanılan Tanrı Uranüs’ten almıştır.
Neptün
Sekizinci gezegen olan Neptün, bazen ses hızından daha hızlı olan kuvvetli rüzgarlarıyla tanınır. Neptün, tespit edilmeden önce matematik kullanarak var olduğu tahmin edilen ilk gezegendir.
Dünya’ya olan mesafesinden dolayı Neptün çıplak gözle Dünya’dan görülemeyecek diğer bir gezegendir. Aslında, bir teleskopla keşfedilmekten çok, matematiksel olarak (John Adams ve Urbain Le Verrier tarafından) tahmin edilen ilk gezegendir.
Tahmini, 1846’da Johann Galle tarafından teleskopla gözlemlendikten sonra doğrulandı. Galle, bu gezegene tahminde bulunan Le Verrier’in adını vermeyi amaçlıyordu. Ancak Uluslararası Astronomi Topluluğu, gezegenin ismini Roma Su ve Deniz Tanrısı’ndan almasına karar verdi.
Kaynakça: İmmibBilisim, Wikipedia, Uzaykasifi, Bilimvetekno, Bilgihanem, Astronomievi
Yorum Yap