En geniş anlamıyla, uzayda veya uzaya dair faaliyetlerde uygulanabilen ve bunları düzenleyen tüm hukuku kaynakları içerir. Uzay Hukukunun temelini oluşturan uluslararası uzay anlaşmaları yanında, bilimsel, teknolojik ve ekonomik gelişmelerle birlikte ortaya çıkan birçok farklı tipteki kurallar, düzenlemeler ve ilkeler de bu alanın bir parçası olarak değerlendirilir.
Uzay faaliyetleri alanında hukuku düzenlemelerin gerekliliği uluslararası gündeme ilk kez Sputnik1’in yörüngeye yerleştirilmesi ve dünya ile iletişim kurmasıyla birlikte taşındı. 1957 yılında, üç hafta süren bu görece basit faaliyet ile insanlar tarafından kullanılmaya başlanan uzay, günümüzde artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası hâline geldi. Bugün iletişim için yoğun olarak kullanılan internet ve mobil telefonlar; televizyon yayınlarının neredeyse tamamı; havada, karada ve denizdeki tüm ulaşımımız için hayati önem taşıyan küresel konumlandırma sistemleri; doğa ve atmosferdeki değişimleri gözlemlemek için kullandığımız uzaktan algılama sistemleri; hatta tüm finans dünyasını birbirine bağlayan bankacılık sistemleri ve bunun gibi daha birçok kritik uygulama, uzay tabanlı teknolojilere bağımlı hâle gelmiş durumda.
Hayatımızın her alanını düzenleyen hukuk böylesine kritik bir alan olan uzayın keşfi ve kullanımı ile ilgili nasıl gelişti, uzay hukukunun temel kuralları ne ve kimler tarafından belirlendi?
Sputnik 1’in başarısıyla birlikte uzay faaliyetleri alanında hukuku düzenleyici faaliyetlerin eksikliği ve gerekliliği de uluslararası gündeme taşındı. Dünyadaki en geniş katılımlı hükümetlerarası kuruluş konumundaki Birleşmiş Milletler (BM) bu konuya hızla el attı. 1959 yılında, Uzayın Barışçı Amaçlarla Kullanımı Komitesinin (UBAKK) kurulmasıyla uzay konusundaki devletlerarası görüşmeler kurumsal bir hâl aldı.
UBAKK tarafından hazırlanan ilk uluslararası antlaşma konumundaki “Ay ve Diğer Gök Cisimleri Dâhil, Uzayın Keşif ve Kullanılmasında Devletlerin Faaliyetlerini Yöneten İlkeler Hakkında Anlaşma” veya diğer adıyla “Uzay Antlaşması”
ise, 1967 yılında yürürlüğe girdi. Bu antlaşma hazırlandığı sırada, iki süper güç konumunda bulunan ABD ve Sovyetler Birliği arasında başlayan. Ardından “uzay yarışı” olarak adlandırılacak mücadelede kimin galip geleceği konusunda kimsenin kesin bir fikri yoktu. İnsanoğlu henüz Ay’a ayak basmamıştı. Ne var ki yarışta üstünlük sağlayan devletin uzay ortamı, Ay ve diğer gezegenlerde egemenlik ilan etmesi ve hegamonya kurmasının önüne geçilmesi gerektiği konusunda bütün devletler hemfikirdi. İki süper güç, diğerinin yarışı kazanması durumuna karşı önlem almak istediler. O sıralarda bu teknolojilere sahip olmayan diğer ülkeler de uzay yarışı sırasında meydana gelebilecek felaketlere karşı kendilerini korumayı amaçlıyordu.
Bu antlaşma ile insanlık henüz herhangi bir gezegene ayak bile basmadan, uzayı ve içindeki –Dünya hariç- gök cisimlerini sahiplenmeyi ve bunların üzerine kitlesel tahrip gücüne sahip silahları yerleştirmeyi engellemiş. Ayrıca özel/tüzel kişilerin faaliyetlerinden de ülkeleri uluslararası düzeyde sorumlu tutmuş oldu. Bugüne kadar 130 ülke tarafından imzalanan Uzay Antlaşması daha sonra hazırlanan dört uluslararası uzay antlaşması ile detaylandırıldı. Türkiye’nin tamamına taraf olduğu bu beş antlaşma, uzay hukukunun en temel kaynakları olarak tarihe geçti.
Gelişen teknoloji ve artan özel sektör katılımıyla gittikçe karmaşıklaşan uzay faaliyetlerine ayak uydurabilmesi için, uzay hukuku alanında güncellemelere ihtiyaç duyuluyor. Uzay madenciliği, Dünya’nın çevresinde yörüngeye yerleştirilmiş yapay cisimlerin miktarındaki tehlikeli artış, binlerce uydudan oluşan mega takım uydular. Ayrıca gezegenlerde kolonileşme gibi konularda tüm ülkelerin katılımı ile herkesin çıkarlarını koruyan adil düzenlemeler yapılması konusunda en büyük umut ise bu konuda özelleşmiş BM UBAKK komitesi olarak görülüyor.
Bu komitenin kararıyla kurulan BM Uzay İşleri Ofisi (UNOOSA) ise, komite toplantılarının sekreteryası görevini yürütmenin yanı sıra BM adına uzay nesnelerinin ülkeler tarafından yapılan resmi kayıtlarını tutuyor. Güncel konularda farkındalık oluşturmak ve işbirlikleri yoluyla gelişmelerin önünü açmak için çalışıyor.
Kaynakça : Bilim ve Teknik , Unoosa
Yorum Yap